1. Ana Sayfa
  2. YGS-İnkılap Tarihi Ders Notu

6- Mustafa Kemal’in Hayatı

6- Mustafa Kemal’in Hayatı
0

MUSTAFA KEMAL’İN HAYATI VE KUVVA-İ MİLLİYE

 1881’de Selanik’te doğdu. Tahsil hayatına önce mahalle mektebinde başladı.

 Oradan Şemsi Efendi Okulu’na sonra Selanik Mülkiyesi’ne oradan da Askeri Rüştiye’ye geçti.

 Daha sonra Manastır Askeri İdadisi’ni bitirdi.

 İstanbul’daki harp okulundan mezun olunca görev almadan başarılı olduğu için harp akademisine başladı ve buradan kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu.

 İlk görev yeri Şam’daki 5.orduya staj yapması için atandı.

 Burada Vatan ve Hürriyet adı altında bir cemiyet kurdu.

 Bütün isteği Selanik’e gidip buradaki hürriyet faaliyetlerine katılmaktı.

 Bir yolunu bulup Makedonya’daki 3. orduya atandı. Burada iken Harekât Ordusunda görev aldı.

 Daha sonra 3. Ordu Subay Talimgâh komutanlığına alındı.

 Sonra 38. Piyade Alay komutanlığına atandı daha sonra İstanbul’a çağrılarak Genelkurmay’da görev aldı.

 Trablusgarp Savaşı’nda gönüllü olarak buraya gitti ve Derne’de savaştı. Balkan Savaşları’nda Çanakkale Boğazı’nı korumakla görevlendirildi.

 I. Dünya Savaşı başladığında Çanakkale’de yaptığı kahramanlıklarla adını tüm dünyaya duyurdu.

 Burada savaş bitince Edirne’deki 16. Kolordu’ya atandı.

 Bu kolordu Doğu cephesine nakledilince buraya geldi ve Rusların elinden Muş ve Bitlis’i aldı.

 Buradan Hicaz’a atandı ama gitmedi. Bu sefer Suriye’deki Yıldırım Orduları grup komutanlığının emrine verildi.

 Fakat Alman Paşa ile anlaşamayacağını öne sürerek gitmedi ve İstanbul’a döndü.

 Vahdettin’in fahri yaveri olarak onunla birlikte Almanya gezisine çıktı.

 Almanya’dan dönünce tekrar buraya bu seferde hastalığı için gitti.

 Vahdettin’in çağrısı üzerine geri döndü ve onun ricası üzerine Suriye’ye geldi ve 7. ordunun başına geçti.

 Halep’teki isyanı bastırmaya çalıştı. İngilizlerin Anadolu’ya girmesini önlemeye çalıştı. Mondros’tan sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’a geldi.

 

MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI (19 MAYIS 1919)

 Mustafa Kemal mütarekeden sonra İstanbul’a gelmiş bir ev tutarak görüşebildiği herkesle görüşmüş ve kurtuluş çareleri aramıştır.

 Önce hükümette görev almak istemiş ama alamamıştır.

 Sonuçta Anadolu’ya geçmeye karar vermişti.

 Anadolu’da milli bilinci uyandırıp mevcut direnişi birleştirip bağımsızlık için mücadeleye karar verdi.

 Bu iş için başta iki şeye güveniyordu.

 Milletine, bu millet tarih boyunca esaret altında yaşamadı, yaşamazdı.

 Anadolu’ya geçerken resmi bir görevi olursa daha etkili olacağını bildiğinden bunun fırsatını kollamaya başladı.

 Derken Karadeniz’deki olaylara İtilaf devletleri tepki gösterince hükümet buraya bir müfettiş göndermeye karar verdi.

 Sultan Vahdettin üzerine aldığı başkomutanlık yetkisini kullanarak çok sevdiği ve fahri yaveri yaptığı Mustafa Kemal’e bu görevi verdi.

 Mustafa Kemal bu göreve atandıktan sonra 9. Ordu müfettişliğini kurdu.

 Ordu müfettişliğinin görev ve salahiyetlerini bizzat kendisi kaleme aldı.

 Kendisini çok geniş yetkilerle donattı ve kendisinin de Nutuk’ta ifade ettiği gibi bunu 6 Mayıs’ta hükümet onaylarken bu yetkiler gözünden kaçtı.

 Anadolu’da herkese emir verme yetkisine sahipti.14 Mayıs’ta Damat Ferit’le akşam yemeği yedi.

 15 Mayıs’ta İzmir işgal edildi.16 Mayıs’ta son defa huzura kabul edildi ve padişahla görüştü.

 Aynı günün akşamı 17 kişilik heyetiyle akşamüzeri gemiye bindi.19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.

 İngilizler onu İstanbul’dan uzaklaştırmak istiyorlardı ve bunda da başarılı oldular ama şimdi başlarına daha büyük bir sıkıntı açmışlardı.

Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktığındaki görevi:

 Karadeniz Bölgesi’ndeki karışıklıkları önleme ve bu konuda İstanbul′a rapor sunma.

 Toplanmamış silahları toplamak

 Dağıtılmamış birlikleri dağıtmak

Oysa onun kafasında:

 Milli bilinci uyandırmak

 Halkı bilinçlendirmek

 Anadolu’daki direnişi geliştirip genişletip birleştirmek

 İşgalcileri yurttan atmak

 Mustafa Kemal hemen Samsun’dan İstanbul′a bir rapor gönderdi.

Raporda:

 Karışıklıkların nedeni Rumlardır.

 İzmir′in işgali haksızlık olup milleti galeyana getirmiştir.

 Yabancı himayesine milletin tahammülü yoktur.

 Bu rapor Mustafa Kemal’in milli mücadele ile ilgili düşüncelerini ortaya koymaktadır.

 

KUVVA-İ MİLLİYE VE ÖZELİKLERİ

 Mondros’tan sonra Anadolu’nun işgali başladı. İstanbul hükümeti buna tepkisiz kaldı.

 Türk halkı yönetimin bu duruma sesiz kaldığını görünce direnişe geçti.

 Böylece direniş çeteleri kurulmuş oldu. Genelde başı çekinlerin asker olduğu bu çetelerde her türlü meslekten insan vardı.

 Bu Kuvva-i milliye çetelerinin özelliklerine bakıldığında,

 Belli bir merkeze ve otoriteye bağlı değildir.

 Bölgesel amaçlı faaliyet göstermiştir.

 Masraflarını ve ihtiyaçlarını halktan karşılamıştır.

 Eli silah tutan her kesim insandan oluşmuştur.

 Askerlik tekniğinden ve eğitiminden yoksundur.

 Düzenli ordu özelliği göstermez, disiplinleri yoktur.

 Düşmanı oyalamış M Kemal’e zaman kazandırmıştır.

 Bazen başarılar elde etmiştir.

 Bağımsızlık duygusu ile işgallere karşı kurulmuştur.

 Milli duygu ve maneviyatı yükseltmiştir.

 Çıkan ayaklanmaların bir kısmını bastırmıştır.

 Düzenli ordunun temelini oluşturmuştur.

 Osmanlı yönetiminin işgallere tepkisiz kalmasından dolayı ortaya çıkmıştır.

Kuvva-i milliyenin olumsuz yönlerine bakıldığında

 Sadece kendi şeflerinden emir alıyorlardı.

 Aralarında tam bir birlik ve beraberlik yoktu.

 İhtiyaçlarını bazen halktan zorla alıyorlardı.

 Ayaklananlara kendi yöntemlerince caza veriyorlardı.

 Düşmanı durduramıyor, sadece yavaşlatıyorlardı.

 Şahsi davranıyorlardı.

 Bölgesel olmaları milli birliği zedeliyordu.

 Başarılarını abartıyorlardı.

İlginizi Çekebilir

Yazar Hakkında

Global Education

Yorum Yap