1. Ana Sayfa
  2. YGS-İnkılap Tarihi Ders Notu

4-Mondros Ve Cemiyetler

4-Mondros Ve Cemiyetler
0

MONDROS MÜTAREKESİ

 Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi ile Almanya ile kara bağlantısı kesildi.

 ABD’nin savaşa girmesi Almanya ve ortaklarını zor durumda bırakmıştı.

 Artık bu savaşın aleyhimize biteceği kesinleşmeye başlamıştı.

 Düşman Anadolu sınırlarına dayanmıştı.

 Bu arada Enver, Talat ve Cemal Paşa bir Alman denizaltısı ile yurdu terk etti.

 Ahmet İzzet Paşa sadarete geldi. Cephedeki subaylarımız yeni hükümetten ateşkes yapmasını talep ediyorlardı.

 Aksi takdirde İngilizler Suriye’den Anadolu’ya gireceklerdi. Sonuçta hükümet ateşkes istemek zorunda kaldı.

 Görüşmelere Rauf Bey katıldı. Bir aylık bir görüşmeden sonra İngilizler müttefiklerine dahi sormadan bir telgraf emri ile gönderdikleri 25 maddeyi bize dikte ettirdiler.

 Amiral Kaltorp’un imzaladığı bu antlaşma ile Osmanlı fiilen bitip esir durumuna düşüyordu.

 Bu antlaşmanın imzalanmasından 36 saat sonra işgaller başladı.

Bu antlaşmanın maddeleri:

 Karadeniz’e geçiş (ve başkent İstanbul’u işgal için) Çanakkale ve Karadeniz Boğazları istihkâmlarının İttifak Devletlerince işgali

 Sınırların korunması ile iç güvenliğin sağlanmasına yetecek sayının üstündeki ordunun “hemen terhisi”

 Karasularında güvenliği sağlayacak küçük-gemiler dışındaki “bütün savaş gemilerinin, teslim edilip, Osmanlı limanlarında tutuklu bulundurulması”

 İttifak Devletleri, güvenliklerini bozacak bir durum ortaya çıktığında, herhangi bir strateji (askerlik) bölgesini işgal hakkına sahip olacaklardır.

 Bu bahane ile galip devletler, 15 Mayıs 1919’da kendi adlarına ve donanmalarının himayesinde Yunan ordusunu İzmir’e çıkarttırarak, onların büyük mezalim yapmalarına, yağma ile yakıp-yıkmalara göz yummuşlardır.

 Toros tünellerinin İtilâf Devletleri tarafından işgali.

 Osmanlı ordusu, İran’ın kuzeybatı kesiminden çekilerek, derhal 1914 sınırı gerisine dönecek; Kafkasya’dan çekilmekte olan Osmanlı kuvvetlerinin geri kalanı da, İtilâf devletleri isterse, yine 1914 sınırı gerisine dönecek.

 Hükümet haberleşmesi serbest olmak üzere telsizler ile telgraf kablolarının, İtilâf memurlarınca, denetlenmesi.

 Bütün demir yollarına (Batum ile Kars dâhil)Güney-Kafkasya’daki yollara, denetlemek üzere, İtilâf subayları memur edilecektir.

 Osmanlı Hükümeti, Bakü’nün işgaline itiraz etmeyecektir.

 (Afrika’da) Trablus ve Bingazi ile (Asya’da) Yemen, Asir, Hicaz, Suriye ve Irak’taki Türk muhafız birlikleri, en yakın İtilâf kumandanlarına teslim olunacaktır ve Kilikya’daki (Çukurova/Adana-Tarsus) kuvvetler de, beşinci maddeye göre azaltılıp, kalanı terhis edilecektir.

 Beşinci maddeye göre terhis edilecek Osmanlı birliklerine ait donatım, silâhlar, cephane ve taşıtların kullanılmasına dair, verilecek talimata uyulacaktır.

 Vilâyât-i Sitte denen(Bayazıt/Ağrı, Bingöl, Erzincan ve Bayburt ile Yusufeli dahil) Erzurum,(Hakkari dahil) Van, (Siirt ve Muş dahil) Bitlis,(Mardin ve Siverek dahil) Diyarbakır, (Tunceli, Malatya, Adıyaman dahil) Mamuratilaziz-Harput,(Tokat ve Amasya ile Şebinkarahisar dâhil) Sivas vilayetlerini içine alan altı il’de karışıklık çıkması halinde, bu vilayetlerin herhangi bir kısmını, İtilâf Devletleri işgal edebilecektir.

 Bununla İngilizler, 1914’ten beri Rus ordusu yanında, “intikam taburları” ile vahşetler yapan ve Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta silahlandırılmış “gönülleri” vâsıtasıyla İngiliz birlikleri ile beraber, Türklerle savaşarak Doğu Anadolu’da “Ermenistan” kurmaya çalışan Ermenilere, bir yurt hazırlamayı ve Batum-İnebolu arasında “Pontus Cumhuriyeti” kurmak isteyen Rumlara geniş fırsat vermeyi gözetiyorlardı.

 Türk esirlerinin salıverilmemesine karşılık, İtilâf Devletleri ile Ermeni esirlerinin, hemen serbest bırakılması.

MONDROS’A TEPKİLER:

 Ahmet İzzet Paşa bu antlaşmanın diğer devletlerle imzalanan antlaşmalara göre hafif olduğunu iddia etti.

 Savaşın bittiğine hemen hemen herkes memnundu.

 Herkesin ortak fikri başka yapacak başka bir şey olmadığıydı.

 Fakat bundan sonra ne yapılacak sorusu devletin ileri gelenlerini ikiye bölüyordu.

 Bir grup itilafla iyi geçinip onun sözünden çıkmayarak iyi bir barış yapmaktan başka yol olmadığını iddia ediyordu.

 Yani galip devletlerin merhametine sığınılacaktı.

 İkinci grup ise bu antlaşmanın kalan toprakları da işgale sebep olacağını ileri sürerek mücadele edilmesi gerektiğini ileri sürüyordu.

 

İLK İŞGALLER VE TEPKİLER

 Mütarekenin daha imzası kurumadan itilaf devletleri işgallere başladı.

 36 saat sonra 7. madde ileri sürülerek İngilizler Musul’u işgal etti.

 13 Kasım 1918’de itilaf devletlerinin 61 parçalık donanması İstanbul’a geldi ve bunun bir işgal olmadığını söyledi.

 Daha sonra İngilizler Merzifon, Samsun, Hakkâri ve Batum sonradan Fransa’ya vermek şartıyla Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal etti.

 Fransa ise Adana, Hatay (Dörtyol) ve Mersin’i işgal etti.İtalyanlar Konya, Bodrum, Kuşadası, Fethiye, Marmaris ve Antalya’yı aldı.

 Paris Barış Konferansı’nda alınan karar doğrultusunda Yunanistan İzmir ve Doğu Trakya’yı işgal etti.

 Yine Paris’te alınan karar doğrultusunda doğuda Ermenistan ve Kürdistan çalışmaları başladı.

 Bu işgaller karşısında Ahmet İzzet Paşa protesto olsun diye istifa etti.Damat Ferit hükümeti kurdu.

 Bu kişi kurtuluşu İngilizlerle iyi geçinmede buldu.Türk halkı ise kurtuluşun tek yolunun mücadele olduğuna inandı ve teşkilatlanmaya başladı.

CEMİYETLER:

 Mondros mütarekesinden sonra ülkede bazı cemiyetler kuruldu.

 Azınlıklar bazı hayallere kapılarak ve işgalcilerin de kışkırtması sonucu bazı cemiyetler kurdular.

 Yaptıkları taşkınlıklara tahammül edemeyen Türk halkı da kısa sürede bunların karşısına dikilmiştir.

 Bütün bu cemiyetlerin ortaya çıkmasındaki tek ana sebep Osmanlı hükümetinin görevini yapamaması, otoritesinin kaybolmasıdır.

 Bu cemiyetler üç başlıkta incelenir.

 

AZINLIKLARIN KURDUĞU CEMİYETLER

 Mondros’un meydana getirdiği durumdan yararlanarak Osmanlının içine düştüğü durumu fırsat sayarak Rum, Ermeni ve Yahudiler tarafından kurulmuştur.

 İtilaf devletleri kuruluşlarında ve faaliyetlerinde yardımcı olarak bunlar sayesinde Anadolu’yu karıştırıp zayıflatarak Anadolu’nun işgalini kolaylaştırmayı amaçlamışlardır.

 Bunlar milli birlik ve beraberliğimizi bozup Anadolu’yu parçalayıp kendi devletlerini kurmak istemişlerdir.

 Bu cemiyetler işgaller devam ettiği müddetçe faaliyet göstermişlerdir.

RUM CEMİYETLERİ

 Rumların 25’ten fazla cemiyeti vardır. Bunların içerisinde önemlileri şunlardır.

 

ETNİKİ ETERYA

 Bu cemiyet Yunan isyanı sırasında kurulmuş sonra kapanmıştı.

 Mondros’tan sonra tekrar kuruldu.

 Önce Ege Bölgesi’nde Mavri Mira’ya yardım etti.

 Yunan buraları işgal edince Karadeniz’e gelerek Rum Pontus’a yardımcı oldu.

 

MAVRİ MİRA

 Kara baht manasına gelen bu cemiyetin gayesi büyük Yunan Krallığı’nı kurmaktı.

 Yunan Kızılhaçı, Resmi Göçmenler Derneği, Rum İzcilik Teşkilatı’nı içine alarak ortaya çıktı.

 İnebolu’dan Muğla’ya çekilecek bir çizginin batısında kalan toprakları Yunanistan’a bağlamayı hedefliyordu.

 Rum Pontus’la işbirliği ve iş bölümü yapmıştır.

 

RUM PONTOS

 İnebolu’dan Batum’a kadar olan Karadeniz Bölgesi’ndeki Tokat, Gümüşhane, Amasya dâhil bir Rum Devleti kurmayı amaçlamıştır.

 Rusya’dan Bolşevik ihtilalinde kaçan Rumları buraya taşıyarak Rum nüfusu fazla gösterme yoluna gitmişlerdir.

 

ERMENİ CEMİYETLERİ

HINCAK

 Çan sesi manasına gelen bu cemiyet 1887’de İsviçre’de kurulmuştur.

 Hedefi merkezi Revan olmak üzere Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurmaktır.

TAŞNAK

 Hançer manasına gelen bu cemiyet 1890’da Rusların teşvikiyle Tiflis’te kuruldu.

 Taşnak Satyum (Ermeni İhtilal Cemiyeti ) adı altında Anadolu’da teşkilatlanmaya çalıştı.

 Hedefi Sinop’tan Antalya’ya çekilecek bir çizginin doğusunda büyük Ermenistan’ı kurmaktı.

 Ermeni Patriği Zaven bu cemiyeti desteklemiştir.

 

YAHUDİLERİN KURDUĞU CEMİYETLER

 

ALYANS İSRAİLİT- MAKABİ

 Yahudiler bu cemiyetlerle mevcut haklarını koruma ve artırma yoluna gitmişlerdi.

Filistin kendilerine söz verildiğinden bu toprağı almak için çaba sarf etmişlerdi.

 

TÜRKLERİN KURDUĞU CEMİYETLER

Bu cemiyetler:

 İstanbul her şeyin merkezi olduğu için genelde burada kurulmuşlardır.

 Ulaşım ve haberleşme güçlüğünden ayrıca birleştirici bir güç olmadığından bölgesel amaçlı doğmuşlardır.

 Başlangıçta aralarında birlik yoktu önce Erzurum sonra Sivas’ta birleştiler.

 Osmanlı hükümetinin olaylar karşısında çaresiz kalmasına azınlıkların taşkınlıklarına ve Mondros’un meydana getirdiği fiili durama tepki olarak doğmuşlardır.

 Vatanın bütününe propaganda yaptılar.

 Türk halkını birleştirip direniş için örgütleyip kurtuluş mücadelesine hazırladılar.

 Haklı davamızı basın yayın yoluyla tüm dünyaya duyurmaya çalıştılar.

 İlk önce hukuk mücadelesi yaptılar sonuç alınamayınca silahlı mücadele başlattılar.

 Kuruluşlarında Türk milliyetçiliği ön plandadır.

 Mondros’tan üç ay sonra teşkilatlanmış olmaları Türk milletenin teşkilatçı bir millet olmasını göstermesi açısından önemlidir.

 Ulusal sınırların belirsizliği bu cemiyetler arasında başta bir ortak düşünce oluşmasını engellemiştir.

MİLLİ İSLAM ŞURASI

 5 Kasım 1918’de Kars, Ardahan ve Batum’da Mondros’a göre buraların boşaltılması gerektiğinden Gürcü Ermeni işgaline karşı kurulmuştur.

 Bu cemiyet daha sonra kendisini hükümete çevirdi.Bölgede bir halk oylaması yaptı ve bu oylamanın sonucu anavatana katılma kararı aldı.

 Buna karşılık İngilizler bu hükümeti dağıtıp üyelerini Malatya’ya sürdüler.

 

MİLLİ KONGRE CEMİYETİ

 1909’da İstanbul’da Milli Talim Terbiye Cemiyeti adı altında kuruldu.

 Daha sonra Kızılay Türk Ocağı, Baro Muallimler Birliği gibi 70 yakın cemiyetin birleşmesi ile Milli Kongre adını aldı.

 Hedefi Türk’e yapılan haksızlığı basın yoluyla tüm dünyaya duyurmaktı.İstanbul’un işgali ile faaliyetleri durduruldu.

 Cemiyet Misak-ı Milli’nin fikir babalığına yapmıştır.

 Anadolu’daki harekete Kuvva-i Milliye adını ilk olarak bu cemiyet kullanmıştır.

 Milli Kongre Cemiyeti ulusal nitelik taşır.

 

TRAKYA VE PAŞAELİ MUDAFA-İ HUKUK-İ OSMANİYESİ

 1 Aralık 1918’de Yunan istilacısı Mavri Miracıların faaliyetlerini engellemek için kurulmuştur.

 Bu bölgenin Türk olduğunu dünyaya anlatmaya çalışmıştır.Osmanlı buraları bırakırsa gerekirse geçici bir hükümet kurmayı hedeflemiştir.

REDD-İ İLHAK

 1918’de Müdafa-i Vatan Heyeti olarak kuruldu.

 İzmir’in işgal haberi alınınca 14 Mayıs 1919’da yapılan protesto metinlerinin altına Redd-i İlhak adını yazmıştır.

 İzmir’in işgalinden sonra Ege’de Yunan’la mücadele etmiştir. Erzurum Kongresi’ne delege göndermiştir.

 Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerini düzenlemiştir.

 

İZMİR MÜDAFA-İ HUKUK-İ OSMANİYE

 İzmir’in işgal edileceği haberi üzere 1 Aralık 1918’de kurulmuştur.

 Çıkardığı Fransızca bir risale ile İzmir’in Türk olduğunu, verilemeyeceğini açıklamıştır.

 İzmir işgal edilince faaliyetlerine İstanbul’da devam etmiştir.

 

VİLAYET-İ ŞARKİYYE MÜDAFA-İ HUKUK-İ OSMANİYE

 2 Aralık 1918’de Harput Valisi Ahmet Nedim, Diyarbakırlı Süleyman Nafiz, Erzurumlu Raif Dinç tarafından İstanbul’da kuruldu.

 Ermenilerin faaliyetleri sonucu Erzurum’da şubesi açıldı ve bu şube İstanbul’dan daha aktif oldu.

 Bu cemiyet doğunun Türk olduğunu Ermenilere verilemeyeceğini savunmuştur.

 Erzurum Kongresi’ni bu cemiyet düzenlemiştir.

 

TRABZON MUHAFAZA-İ HUKUK-İ MİLLİYE CEMİYETİ

 2 Şubat 1919’da Pontusçu Rum ve Ermenilere karşı Trabzon’da kuruldu.

 Rum çeteleri ile mücadele etti.

 Erzurum Kongresi’ne katılarak Doğu Anadolu Cemiyeti ile birleşti.

 

MÜDAFA-İ VATAN CEMİYETİ

 Diyarbakır’da önceleri Doğu Anadolu Cemiyeti’nin şubesi olarak açıldı.

 Daha sonra bağımsız çalıştı. Ermeni ve Kürtçülerle mücadele etti.

KİLİKYALILAR CEMİYETİ

 İstanbul’da Çukurovalı vatandaşlar tarafından kuruldu. Adana, Urfa, Antep ve Maraş’ın işgaline karşı çıktı.

 Bu bölgenin Türk olduğunu dünyaya duyurmaya çalıştı. Burada kurulmak istenen Ermeni Devletine karşı çıktı.

 Bir zaman sonra merkezini Adana’ya taşıyarak buradaki İntibah Cemiyeti ile birleşti.

 Buraların işgalinin sona ermesine kadar Ermeni ve Fransızlarla mücadele etti.

 

TÜRKLERİN KURDUĞU ZARARLI CEMİYETTLER

 Manda ve himaye taraftarıdırlar.

 Milli birlik ve beraberliğimizi bozmuşlardır.

 Büyük devletlerin desteği ile kurulmuşlardır.

 Saltanat ve hilafetçi bir anlayışa sahip olup bunların devamını istemişlerdir.

 Milliyetçiliğe karşı Ümmetçiliği savunmuşlardır.

 Bilerek veya bilmeyerek milli davaya zarar vermişlerdir.

SULH VE SELAMETİ OSMANİYE FIRKASI

 Bu parti padişaha bağlı kalarak memleketin kurtulacağına inanmıştır. Meşrutiyeti savunmuştur.

 

HÜRRİYET VE İTİLAF FIRKASI

 İttihat ve Terakki partisinin icraatlarını beğenmeyen ve onun içinden ayrılanlar tarafından kurulmuştur.

 Mondros’tan sonra diğer partiler kapatılınca rakipsiz kaldı.

 İngilizlerle aynı siyaseti izleyip beraber hareket etmiştir.

 Kuvva-i Milliye’yi isyan diye nitelendirmiştir. Kurtuluş hareketlerine karşı çıkmıştır.

 

WİLSON PRENSİPLERİ CEMİYETİ

 Amerikan mandasını savunmuştur. Ahmet Emin Yalman, Refik Halit, Halide Edip öncüleridir.

 

İNGİLİZ MUHİPBİLERİ CEMİYETİ

 Damat Ferit Paşa, Said Molla tarafından İngiliz altınları ile kurulmuştur.

 İtilaf Fırkası ile beraber çalışmıştır. İngiliz mandasını savunmuştur.

 

TEALİ İSLAM CEMİYETİ

 Müderrisler Cemiyeti’nin devamı olarak kurulmuştur.

 Memleketin kurtuluşunu İslam âleminin birleşmesinde görmüşlerdir.

 Erzurum ve Sivas Kongreleri ’ne karşı beyanlarda bulunmuşlardır.

 Taraftar bulamadıkları için kapatılmışlardır.

 

KÜRT TEALİ (TEAVVÜN) CEMİYETİ

 II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul′daki Rus elçisinin teşvikiyle kurulmuştur.

 Kurucuları Şemdinlili Şeyh Abdülkadir ve Bedirhani aşiretidir.

 Sözde Kürtçe konuşan halkın dayanışması için çaba sarf edecekti.

 İstanbul’daki Kürt hamallardan dahi para toplayıp Kürtçülük yapmaya başladı.

 Osmanlı bunun faaliyetlerini zararlı görüp1913’te kapattı.

 Kapanınca cemiyetten Bedirhani Abdürrezzak Petersburg (Leningrat) şehrine geldi.

 Rusya bu kişiye her ay 300 ruble vermiş ve görev olarak da Doğu Anadolu’daki Ermeni ve Kürtleri Osmanlının aleyhine birleştirmeyi istemiştir.

 Bu görevle Anadolu’ya dönen bu kişi pek fazla itibar görmemiştir.

 Mondros’tan sonra İngilizler bu cemiyeti tekrar kurdurdu.

 Ermenilerin de aynı toprakları istemesi Kürt aydınlarının padişah ve halifeye bağlı Muhtar Kürdistan istemelerine neden oldu.

 Bu fikir de yöre halkı tarafından kabul görmedi.

İlginizi Çekebilir

Yazar Hakkında

Global Education

Yorum Yap